Günlük yaşamda karşılaştığımız birçok zorluk, çoğu zaman insana kendini suçlama hissi verebilir. Bazen bir sorumluluğu yerine getirmekte zorlandığımızda ya da bir hedefe ulaşmaya çalışırken içsel bir direniş hissedebiliriz. Peki, bu durum bir kaçış mı yoksa bir bilinçaltı tepkisi mi? Klinik psikolog Dr. Ayşe Yılmaz, bu sorunun derinlerinde yatan sebepleri açıklıyor ve bize sorumlilikten kaçışın ardındaki psikolojik dinamikleri gösteriyor.
Kendinden kaçmak, pek çok insanın deneyimlediği ancak çoğu zaman dile getirmediği bir durumdur. Dr. Yılmaz, bunun temel nedenlerinden birinin bireysel duygu durumlarından kaynaklandığını belirtiyor. "Genellikle kaygı, stres veya aşağılık hissi yaşayan bireyler, kışkırtıcı durumlar karşısında kaçma refleksi gösterebilirler," diyor. Bu tür durumlarda, kişiler hedeflerinden uzaklaşmayı, sorumluluklarını yerine getirmemeyi ve genel olarak kendi iç dünyalarından kaçış yolunu seçebilirler.
Bu durumun sonuçları ise, kişinin özgüvenini zedelerken, sosyal ilişkilerinde derin yaralar açabilir. "Harekete geçmekte zorlanan bireyler, genellikle kendilerini yetersiz hissederler. Bu his, eyleme geçme cesaretinin kaybolmasına ve geçmişteki başarısız deneyimlerin kötü bir döngü oluşturmasına neden olabilir," diyor Dr. Yılmaz. Uzun dönemde, bu tür bir kaçış, kişiyi yalnız bırakabilir ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
Peki, sorumluluktan kaçmak kişisel gelişim için bir engel midir yoksa bir savunma mekanizması mı? Dr. Yılmaz, kişisel sorumluluk almanın bireyler için ne kadar önemli olduğunu vurgularken, aynı zamanda bu süreçte kaçış kuvvetlerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. "Bireyler, kendilerine veya çevrelerine yönelik baskılar hissettiklerinde, bu baskıyı doğrudan üstlenmek yerine arka planda durmayı tercih edebilirler," diyor.
Dr. Yılmaz, kişisel sorumluluk almanın, kişilik gelişiminde büyük bir adım olduğunu ifade etti. "Bu, sadece bir yükümlülük değil; aynı zamanda özgürleşme fırsatıdır. Sorumluluk almak, kişinin kendisiyle yüzleşmesini sağlar ve sonuç olarak daha güçlü bir birey olmasına katkı sağlar," diye ekliyor. Kişisel sınırları zorlamak, genellikle bireyin belirli bir alanında büyümesine yardımcı olur. Bu süreçte, hedeflerinizi belirlemek ve bunlara ulaşmak için gerekli adımları atmak oldukça önemli.
Dr. Yılmaz, sorumluluğun kaçınılmaz olduğunu, ancak bu sorumluluğun nasıl üstlenileceğinin bireylerin kendi elinde olduğunu belirtiyor. "Birçok kişi, sorumluluk almanın getirdiği korkuyla yüzleşmekten kaçınıyor. Ancak bu korkunun üzerine gitmek, bireyin kendine olan inancını artırır," diyor. Kendi gerçekliklerini kabul eden bireyler, bu kabullenişle birlikte, hayatta daha sağlam adımlarla ilerleyebilirler.
Sonuç olarak, sorumluluktan kaçmak ve kendinden uzaklaşmak yaygın bir durum olsa da, bu durumla yüzleşmek aslında büyük bir fırsattır. Kendimize ve çevremize karşı duyduğumuz sorumlulukları kabul etmek, sadece kişisel gelişimimize katkı sağlamakla kalmaz; aynı zamanda psikolojik durumu düzeltmeye de yardımcı olur. Unutmayın, kaçmak yerine sorumluluk almak, yaşamınıza yön verme noktasında atılacak en önemli adımdır. Dr. Yılmaz'ın önerilerini dikkate alarak, yaşadıklarınızı sorgulayabilir ve kendinize yeni bir yol çizmek için ilham alabilirsiniz.